Çelik Yumruklar: Juomaru'dan The Champ'a...

Yakın bir gelecekte, insan boksu bitmiştir. Bunun yerine ringlerde robotlar dövüşmekte, kullanıcıları kumanda veya ses modülü sayesinde robotları idare edebilmektedir. Eski bir boksör olan, fakat iyi günleri geride kalmış olan Charlie Kenton (Hugh Jackman) ise hoyrat kişiliği, fakat doğuştan gelen kabiliyetiyle robot dövüşlerine sürekli girmekte fakat başarılı olamamaktadır. Bu sırada eski karısının vefat ettiği haberini alır ve oğlu Max ile ilgilenmek zorunda kalır. Max'in (Dakota Goyo) hurdalıkta bulduğu eski antrenman robotu ise mücadelelerini başka bir boyuta taşıyacaktır.

Film ünlü yazar Richard Matheson'ın Çelik adlı kısa öyküsünden uyarlanmış. Hollywood'un son dönemde akın ettiği yazarlardan biri olan Matheson'un Will Smith'in oynadığı I am Legend (ki aslında daha önce Charlton Heston'ın oynadığı çok çok daha iyi bir uyarlaması çekilmiştir, The Omega Man adıyla), Robin Williams'ın oynadığı What Dreams May Come (Aşkın Gücü) ve Cameron Diaz'lı The Box (Kutu) gibi hikâyeleri filme aktarılmıştı.

Hiç şüphe yok ki, bir edebiyat uyarlamasından serbestçe uyarlanmasına rağmen (kısa hikayeden koca film motamot uyarlanamaz zaten), Real Steel'in konseptsel esin kaynaklarından biri Juomaru. Juomaru 1983 yılında çıkmış bir Japon animesi. Fakat bizde 90'lı yıllarda TRT 1'de boy göstermişti. Orijinal adı Puraresu Sanshiro olan bu animede, sahipleri robotlarını ringlerde dövüştürür, maçlardan maçlara koşardı. Tabiî ki Real Steel'de Juomaru'dan farklı bir yan var, o da robotların minyatür değil, tonlar ağırlığındaki metal yığınları olması.

Filme dönersek, hiç sıkılmadan izlediğimi söyleyebilirim. Oğluyla duygusal ilişki kurmaya çalışan haylaz baba'nın yerine, oğluna sırt çevirmiş haylaz babayı izlemek daha iyi oldu, en azından klişelerden biri azıldı. Bunun yanında Real Steel'in bildik boks filmlerinden çok farklı bir yanı da yok. Tabiî işin içine robotların girmiş olması, "ya Rocky o kadar dayak yiyor ama ayakta kalıyor, saçma" diyen seyircinin gardını düşürmüş vaziyette, bunun için ayrıyetten seviniyorum. Rocky'nin de boks filmlerinin çoğuna olduğu gibi, Real Steel'e de etki ettiği ortada. Bir başka esinti de The Champ'tan gelmiş tabiî ki. Max'ın oradaki ufak yıldız Rick Schroder'in neredeyse kopyası olması bir tesadüf olamaz.

Shawn Levy daha önce Date Night ve Night At The Museum türü aksiyon olmasa da, içinde aksiyon barından filmleri yönetmişti. Bu filmde de dramatik/çocuksu anlatımda klişeleri kullanarak (yürütücü yapımcı Spielberg olunca formülüzasyon olmaması imkânsız zaten) ancak belli bir oranda başarılı olurken, aksiyonu yüksek tutma akıllığını gösterip, iyi bir seyirlik yaratmayı başarmış.

Buna karşın özellikle bizimkilerin robotu Atom'un tasarımı oldukça kötü. Arçelik'in korsanları esir alan reklam robotlarından biraz hâllice. İnsanlaştırmak için robota şirinimsi bir surat vermek işin garp kurnazlığı. Tabi, rakiplerin tasarımları daha brütal ve hâliyle daha iyiydi. Özellikle Spartalı miğferi takan Midas'ı sevdim, Japon diyarından gelen Gürültücü Çocuk da hiç fena değildi.

Film boks filmi janrının formüllerinin çoğunu uyguluyor, bir video klip estetiği yakalıyor, üstüne bir de çocuksu bir dramatik yapı oluşturuyor (bu akılları kesin Spielberg vermiştir), bunları söylemek lâzım. Fakat keyifsiz olduğunu söylemek pek mümkün değil. Toplamda hafif ve vasat bir film olmakla beraber, boş bir zamanda izlenmesinden sakınca çıkmaz. Keyif alma olasılığınız, tamamen dövüş filmlerine olan tahammülünüz ile sınırlı. Flaş TV'deki Amerikan Güreşleri'ne "bu ne abi ya, hepsi yalan yapıyor" diyen insansanız zevk almak zor. Kaldı ki zevk almak zorunda da değilsiniz. Durum buysa izlemeyin, fakat Big Sexy kim diye sorana, "iyi bilmeyiz; çünkü biz Goldberg'den böyle görmedik" diyorsanız izleyin. Ve fark ederseniz Evangeline Lilly'den hiç bahsetmedim! Yüzü suyu hürmeti, var sadece.
  • Orijinal adı: Real Steel
  • Türkçe adı: Çelik Yumruklar
  • Yönetmen: Shawn Levy
  • Yapım yılı: 2011
  • Oyuncular: Hugh Jackman (Charlie Kenton), Dakota Goyo (Max Kenton),  Evangeline Lilly (Bailey Tallet), Anthony Mackie (Finn), Kevin Durand (Ricky), Hope Davis (Debra), James Rebhorn (Marvin), Karl Yune (Tak Mashido), Olga Fonda (Farra Lemkova)
  • Tür: Aksiyon / Fantastik / Bilimkurgu
  • Yapım: Amerika / Hindistan
  • Dil: İngilizce
  • Kişisel Puan (Kaan Kavuşan): 3 (Orta)
  • Hangisini seven bunu da sever?: The Champ (1979)

Yorumlar