KAAN KAVUŞAN
kaan.kavusan@aksam.com.tr
Bir suikast vakası... 'Psikopatın teki' parktaki rastgele insanları dürbünlü suikast tüfeğiyle bir bir 'indiriyor'. Bıraktığı bazı ipuçları sebebiyle katilin peşine düşüyoruz. Çok geçmeden kıskıvrak yakalanıyor adamımız. Yüzünü gördüğümüzde yanlış adam olduğunu anlıyoruz. 'Jack Reacher'ı istiyorum' diyor suikast zanlısı. Jack Reacher, kim olduğu pek bilinmeyen, izi sürülmeyen biri. Bazı olaylar çözülmek zorunda olduğunda ona başvuruluyor. Gizli servis izini süremiyor... İşte bu aşamada Jack Reacher devreye giriyor ve olduğu gibi görünmeyen suikastleri araştırmaya başlıyor.
Yönetmen Christopher McQuarrie anlayacağınız üzere, polisiye gizemini sürdürerek hareketli ve maço bir film yapmaya çalışıyor. Fakat 'Olağan Şüpheliler' ve 'Valkür Operasyonu' gibi kaliteli senaryolardaki imzasına rağmen, sürekli klişelere arkasını dayıyor. Hatta silahların yere atılıp 'erkek gibi' dövüşüldüğü bir sahne bile var. Film boyunca 'bir bakışıyla bütün güzellerin canını yakan' Tom Cruise'un rol yapmak yerine kendini övercesine kısık bakışlarıyla 'poz kesmesi', savcıyla aralarındaki 'maço romans' klişe hissine neden olan baş etkenler. Reacher'ın soruşturma aşamasında izlediği yollar ilgi çekici, yüksek tempolu olsa da klişeler birçok kişinin canını sıkmış durumda.
Lee Child'ın 'One Shot' adlı eserinden uyarlanan filmin çok sadık bir uyarlama olmadığı da konuşulanlar arasında.
Kısacası; Jack Reacher hızlı akan bir aksiyon filmi olmasına rağmen, senaryosunda açıklar ve klişeler bulunan, üstelik bu klişelerin doğru yerlerde kullanılmadığı bir film. Aksiyona odaklarsanız 'standart', senaryoya odaklarınsanız 'kötü' bir film haline geliyor... Buna rağmen filmin imdb notu: 7,4.
 |
| Hey dostummm, bu işi erkek gibi hallledeliiim! :( |
Yorumlar